Türk vatandaşlığı, doğumla ve sonradan kazanma olarak iki farklı şekilde kazanılmaktadır. Evlilik yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılması ise sonradan kazanma yollarından biri olan “yetkili makam kararı” ile gerçekleşmektedir. Türk vatandaşlığının kazanılması kural olarak idarenin takdir yetkisine bağlı olup kişinin öngörülen şartları sağlamış olması dahi idarenin bu takdir yetkisini ortadan kaldırmamaktadır. Bu doğrultuda, Türk vatandaşlığını sonradan kazanmanın bir yolu olan Türk vatandaşı ile evlenme, kişiye doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Kişinin kanunda öngörülen şartları taşıması kendisine yalnızca vatandaşlık kazanımı için başvuru yapma hakkı verir.
Vatandaşlığın Doğrudan Doğruya Kazanıldığı Dönem
403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 4866 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 5. Maddesine göre Türk vatandaşı ile evlenen yabancı kadınlar evlilik ile idarenin herhangi bir incelmesine tabi olmaksızın doğrudan Türk vatandaşlığını kazanabilmekteydi. Ancak aynı kolaylık Türk kadın ile evlenen yabancı erkeklere tanınmamıştı. Söz konusu “otomatik vatandaşlık” yabancı statüsünden kurtulmak isteyen kadınlarca suiistimal edilerek muvazaalı evlilikleri gündeme getirdi. Söz konusu suiistimal ve ilgili düzenlemeye yöneltilen şiddetli eleştiriler neticesinde 4866 sayılı Kanun ile 403 sayılı Kanunun 5. maddesi değiştirildi. Değiştirilen hüküm ile Türk vatandaşı ile evlenen erkek ve kadının, evlenme ile doğrudan Türk vatandaşlığı kazanma imkânı ortadan kaldırıldı. Bunun yanında vatandaşlık kazanmada yabancı erkek ile kadın arasındaki farklı düzenleme ortadan kaldırılıp en az üç yıldan beri evli olmaları, fiilen birlikte yaşamaları ve evliliğin devamı şartları getirildi.
Evlenme Yoluyla Türk Vatandaşlığını Kazanmanın Şartları:
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen kişilerin öncelikle, yürürlükte olan 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nda (“TVK”) sayılan şartları sağlaması gerekmektedir. Söz konusu şartlar şunlardır:
1. Eşlerin en az üç yıldır evli bulunmaları
Evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen kişi, Türk vatandaşı olan eşiyle en az üç yıldır evli olmalı ve evliliğin devam etmesi gerekmektedir. Üç yıllık süre şartının sağlanıp sağlanmadığına ilişkin dikkate alınan tarih, vatandaşlık kazanımı için başvuru yapılan tarihtir.
2. Aile birliği içinde yaşama
Aile birliği içinde yaşamadan kastedilen, evliliğin gerçek bir evlilik olması, müşterek bir aile yapısının bulunmasıdır. Bu şartın sağlanması için hayatın olağan akışı içinde eşlerin ortak meskenlerinin bulunması, yabancının yaşadığı çevrede Türk vatandaşı eşini gören ve tanıyanın olması, işin niteliğine göre bahçıvanlık, bekçilik gibi kişinin sürekli olarak bir yerde çalışması ve yaşaması haline işveren veya ev sahibi tarafından evlilik hakkında bilgi sahibi olunması beklenecektir[1]. Bunun tek istisnası, yabancının vatandaşlık başvurusu yaptıktan sonra Türk eşinin ölmesi halidir. Kanuna göre bu durumda başvuran için aile birliği içinde yaşama şartı aranmaz. (TVK m.16/2)
3. Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama
Evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyet hakkında kanunda bir açıklama bulunmamaktadır. Gerek evlilik yoluyla vatandaşlık kazanımına dair kanun hükmünün zaman içindeki değişimi, gerekse kanun değişikliğine iten toplumsal gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda bu şart ile gerçek bir evlilik ile bağdaşmayacak birtakım ahlaka ve kanuna aykırı fiillerin kastedildiği açıktır[2]. Örneğin, Danıştay, başvuran hakkında menfaat karşılığı fuhuş yapmak suçundan işlem yapılmış olması ve eşinin silah zoruyla fuhuş yaptırmak ve yabancı kadın çalıştırmak suçlarından hükümlü olması gerekçesi ile yabancının vatandaşlığa alınmaması kararını hukuka uygun bulmuştur[3]. Ancak önemle belirtmek gerekir ki evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyetin, evliliğin devamı süresince gerçekleşmemiş olması gerekmektedir. Evlilik yapılmadan önce gerçekleşen, evlilik sonrası gerçekleştiği ispatlanamayan faaliyetler dolayısıyla evlenme yoluyla vatandaşlık başvurusunun reddedilmesi hukuka aykırı olacaktır[4].
4. Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama
Evlenme yoluyla vatandaşlık kazanımı için aranan son şart ise başvuranın milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunmamasıdır. Bu şart, sonradan vatandaşlık kazanma yollarında aranan ortak bir şart olup önemine binaen burada tekrar düzenlenmiştir.
Milli güvenlik ve kamu düzeni kavramı oldukça soyut, kapsamı geniş ve zamana göre değişken kavramlar olup başvurunun değerlendirilme anına göre bu kavramların kapsamına giren haller farklılık arz edebilmektedir. Bu sebeple idarenin bu şartın sağlanıp sağlanmadığını belirlemede geniş takdir yetkisi söz konusudur. Ancak bu takdir yetkisi sınırsız değildir.
Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama halinden ne anlaşılması gerektiği hususunda Kanunun gerekçesi ve Yönetmelik hükümleri yardımcı olmaktadır.
Kanun gerekçesinde “milli güvenlik bakımından tehlike teşkil eden ve milli menfaatler ve ülke bütünlüğü aleyhine faaliyet gösterenlerle bu faaliyetleri destekleyenlerin, bu gibi kişi veya kuruluşlarla ilişki içerisinde bulunanların ve herhangi bir isyan, sabotaj, casusluk, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, evrakta sahtecilik gibi kamu düzenini bozan faaliyetler” milli güvenlik ve kamu düzenine engel teşkil eden haller olarak görülmüştür. Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanması Yönetmeliği n.72/5 de ise Anayasa ile kurulu devlet düzenini yıkma yolunda faaliyette bulunduğu, bu faaliyetlerde bulunanlarla işbirliği yaptığı veya bunları maddi olarak desteklediği, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı yurt içinde veya dışında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili faaliyetlerde bulunduğu, isyan, casusluk ve vatana ihanet suçlarına katıldığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve insan ticareti yaptığı veya bunlarla ilişki içerisinde bulunduğu tespit edilenler ile taksirli suçlar hariç olmak üzere ertelenmiş, zamanaşımına uğramış, hükmün açıklanması geriye bırakılmış, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa dahi, altı aydan fazla hapis cezası alanlar” milli güvenlik ve kamu düzenine engel teşkil eden haller olarak düzenlenmiştir.
Yönetmelikte sayılan durumlardan birinin kapsamına girmesi halinde, başkaca bir araştırma gerekmeksizin milli güvenlik ve kamu düzenine engel teşkil eden bir hal bulunması gerekçesi ile başvuranın talebi reddedilebilecektir.
Vatandaşlığa Başvuru İçin Gerekli Belgeler (04.06.2021 tarihi itibarıyla)
Yukarıda sayılan şartları sağlamanın yanında evlenme yoluyla vatandaşlığa başvuru esnasında Komisyona bir birtakım belgelerin sunulması gerekmektedir. İlgili belgeler şunlardır;
- Başvuru Formu (VAT-6)
- 2 Adet 50×60 mm boyutunda beyaz fonda, desensiz ICAO tarafından belirlenen ve makinede okunabilen biyometrik fotoğraf,
- Hangi devlet vatandaşı olduğunu gösterir pasaport veya benzeri belge, vatansız ise buna ilişkin usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi,
- Tescile esas olacak şekilde tüm kimlik bilgilerini gösteren usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi
- Yerleşim yeri Türkiye’de bulunuyorsa en son tarihli ikamet izin belgesi,
- Herhangi bir suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunuyorsa onaylı bir örneği
- Başvuru sahibinin doğum tarihinin ay ve günü bulunmuyorsa, bu durumu ispata yarayacak ülkesi yetkili makamlarından alınmış ve usulüne göre onaylanmış belgenin noter tasdikli Türkçe tercümesi veya 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 39 uncu maddesi gereğince temmuz ayının birinci günü olarak tamamlanmasını kabul ettiğine dair imzalı beyanı
- Hizmet bedelinin Maliye veznesine yatırıldığını gösterir makbuz
Yabancının vatandaşı olduğu ülkeden alınan resmî belgenin başvuruda dikkate alınabilmesi, belgenin tasdik işlemlerinin Nüfus Hizmetleri Uygulama Yönetmeliğin 59 uncu maddesine göre yapılmasına bağlıdır. Bu kapsamda;
Ø Tarafı bulunduğumuz iki veya çok taraflı uluslararası antlaşmalar çerçevesinde düzenlenen belgelerin asılları noter onaylı tercümeleri ile birlikte (Türkçe olarak düzenlenmemişse) ayrıca bir tasdik işlemine tabi tutulmadan kabul edilerek işleme alınır.
Örneğin; Milletlerarası Ahval-i Şahsiye Komisyonunca hazırlanarak uygulamaya konulan sözleşmeler gereğince düzenlenen ve belirli bir formüle sahip kişi hallerine ilişkin çok dilli belgeler ve Lahey Devletler Özel Hukuk Konferansı’nca hazırlanan Yabancı Resmî Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Sözleşmesi’ne taraf olan devletlerin yetkili makamlarınca verilmiş belgenin aslına eklenecek tasdik şerhi içeren belgeler (Apostille şerhli belge).
Ø Yabancı ülke makamlarına göre farklılık arz eden, belirli bir formüle tâbi olmayan ve ispat niteliği taşıyan resmî belgelerin asılları, usulüne uygun bir şekilde tasdik edilmiş ve noter tarafından onaylanmış Türkçe tercümesi ile birlikte işleme alınır. Bu belgelerin tasdik işlemi ise T.C. Dışişleri Bakanlığı’nca gerçekleştirilmektedir.
Başvuru Talebi ve Talebin İncelenmesi
Evlenme yoluyla vatandaşlık kazanmak isteyen ve yukarıda sayılan şartları sağlayan yabancı, gerekli belgelerle birlikte illerde valiliklerin vatandaşlık başvuru inceleme komisyonuna, yurtdışında ise dış temsilciliklere başvurmalıdır (TVK m.18). Uygulamada başvurular yurtiçinde İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne yapılmaktadır.
Başvuruyu yabancı bizzat yapabileceği gibi özel vekaletname ile yetkilendirdiği avukat aracılığı ile de yapabilir. Belirtmek gerekir ki posta yoluyla yapılan başvurular dikkate alınmamaktadır.
Başvuru sonrasında Komisyon eşlerle ayrı ayrı ve birlikte mülakat yapar. Mülakatta amaç, evliliğin gerçek bir evlilik olup olmadığı veya Türk vatandaşlığı kazanmak için yapılıp yapılmadığını tespit etmektir.
Mülakat neticesinde Komisyon, kişinin gerekli şartları taşıdığını tespit ederse, başvurucu adına vatandaşlık başvurusu düzenleyerek İçişleri Bakanlığı’na gönderir. Bakanlık gerekli araştırma ve inceleme neticesinde yabancının durumunu uygun bulması halinde başvurucunun Türk vatandaşlığını kazanmasına karar verecektir. Uygun görülmeyen talepler ise Bakanlıkça reddedilmektedir. Vatandaşlık başvurusunun reddi kararına karşı idare mahkemelerinde dava açılabilecektir.
