2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesinde, “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep edebileceği” hükme bağlanmıştır.
Konusuna göre konkordato, tenzilat (yüzde), vade ve malvarlığının terki suretiyle konkordato olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Uygulamada ağırlıklı olarak vade konkordatosunun kabul gördüğü söylenebilecektir.
İyi niyetli borçlunun hukuk sisteminde yaşatılmasının ekonomik sistemin bozulmaması açısından önem arz ettiği gerçeği ile hareket eden müessese, bir işletmenin ayağa kaldırılmasının, uzlaşmaz bir alacaklının keyfine bırakılmaması gerektiği ve büyük menfaat için küçük menfaat zedelenmelerinin olabileceği gerçeğini kabul etmektedir. Günümüzün en büyük meselesi kabul edilen “istihdamın ve tedarik zincirinin bozulmaması” hususundan hareketle, konkordato kurumu firmalar açısından çok hayati bir önem taşımaktadır. Şirketler, faaliyetlerine son verdiğinde kazanç elde edemediği gibi eldeki mevcut varlığı da düşük bedellerle satmak durumunda kalmaktadır. Bu nedenle kanun koyucu, borçlunun uzlaşma yoluyla borçlarını yeniden yapılandırmak suretiyle işletmelerin faaliyetlerinin devamlılığını sağlamakta ve alacaklıların da alacaklarına kavuşmasını, iflas durumuna göre daha olanaklı kılmaktadır; zira iflas durumunda alacaklılar daha fazla mağduriyet yaşamaktadır.
1. KONKORDATO BAŞVURUSUNDA BULUNMAK İÇİN GEREKLİ BELGELER
Kanunun 286’ncı maddesinde konkordato talebinde bulunmak için gerekli belgeler tahdidi olarak sayılmıştır. Buna göre başvuru dilekçesinde zaruri unsurlar şu şekildedir:
a. Konkordato Ön Projesi
Konkordato talebinde bulunacak olan şirket, öncelikle neden konkordato talep ettiğini en ince detaylarına kadar gerekçelendirmek zorundadır. Bu aşamada mali müşavir tarafından şirketin fiili durumunun olduğu gibi aktarılması önemlidir. Şirketlerde resmi durum ile fiili durum gerek Vergi Usul Kanunu gerekse de uygulamadaki bazı zorluklar nedeniyle farklılık arz etmektedir. Başvuru esnasında ön proje için geçmiş tarihli bilançonun başvuru tarihine en yakın döneme ve fiili duruma uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Örneğin; 2005 yılında alınmış şirket fabrikasının değeri, cari dönemde bilanço değerinin çok üzerinde olacağı için güncel değer esas alınarak mali tabloların hazırlanması gerekmektedir.
Ayrıca, ön projede borçların hangi oranda veya vadede ödeneceği, bu kapsamda alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacakları, ödemelerin yapılması için borçlunun mevcut mallarını satıp satmayacağı, borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağı hususlarına da yer verilmesi gerekmektedir.
b. Borçlunun Mal Varlığının Durumunu Gösteren Belgeler
Türk Ticaret Kanunu’na göre hazırlanan son bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden hazırlanan ara bilançolar, ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri ile elektronik ortamda oluşturulan defterlere ilişkin e-defter berat bilgileri, borçlunun malî durumunu açıklayıcı diğer bilgi ve belgeler, maddi ve maddi olmayan duran varlıklara ait olup defter değerlerini içeren listeler, tüm alacak ve borçları vadeleri ile birlikte gösteren liste ve belgelerin yer alması gereklidir. Tüm istenen belgelerden hareketle, ön projenin fiili duruma göre hazırlanması gerektiğinin önemi anlaşılmaktadır. Diğer yandan, hazırlanacak tabloların 45 gün öncesini yansıtması zarureti daha sonra çıkarılan kanun değişikliği ile yürürlükten kaldırılmıştır.
c. Alacaklıları, İmtiyaz Durumunu ve Alacak Miktarlarını Gösteren Liste
Alacaklıların imtiyaz sırası, son yapılan kanuni değişiklikle birlikte daha fazla önem arz eder hale gelmiştir. Alacaklıların buradaki hedefi bir an önce alacaklarına kavuşmak olduğu için söz konusu belirlemenin doğru yapılması gerekmektedir.
d. Karşılaştırma Tablosu
Konkordato ön projesinde yer alan teklife göre, alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tablonun hazırlanması gerekmektedir. Böylece iflasa neden gidilmediği, alacaklıların hangi haklarının korunduğu ortaya konulmuş olacaktır.
e. Makul Güvence Veren Denetim Raporu ile Dayanakları
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından, Türkiye Denetim Standartları’na göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanaklarının sunulması gerekmektedir. Kanunun ilk halinde küçük işletmelerden istenmeyen makul güvence raporunun, daha sonra eklenen hükümle tüm başvuruculardan dilekçe ekinde sunulması zaruri hale gelmiştir.
f. Diğer Belgeler
Borçlu firmanın, ön projenin sıhhati için yukarıda sayılan zorunlu belgeler haricindeki belgeleri de dilekçe ekinde sunması imkânı bulunmakta, hatta bazı durumlarda zaruret arz etmektedir. Örneğin, firmanın iyi niyetini izhar etmek için konkordato öncesinde bazı mülklerini nakde çevirip nakit akışını düzeltmeye çalıştığı, ancak başarılı olamaması nedeniyle başvuruda bulunduğunu izah etmesi gerek mahkeme nezdinde gerekse de alacaklılar nezdinde itibar görecektir.
2. BAŞVURU SONRASINDAKİ SÜREÇ
Kanunda başvuru belgelerinin eksiksiz olarak sunulması durumunda, mahkemenin ivedilikle geçici mühlet kararı vereceği öngörülmektedir. Adliyelerdeki yoğunluk nedeniyle geçici mühlet kararları genelde bir hafta içerisinde çıkmaktadır. Bu duruma etki eden bir diğer husus da dilekçe ekinde çok fazla evrakın olması ve bu evrakların kanunda istenilen evraklar olup olmadığı tespitinin zaman almasıdır.
Geçici mühlet, adından da anlaşıldığı üzere geçici bir koruma sağlamaktadır. Geçici mühlet aşamasına, mahkemenin tayin edeceği komiser vasıtasıyla, borçlunun sunduğu belgelerin doğruluğunun araştırıldığı süre de denilebilir. İlk etapta 3 ay olarak verilen geçici mühlet 2 ay daha uzatılabilmektedir. Dilekçede eksiklik tespit eden mahkeme, eksik belgelerin tamamlanması isteyecektir. Böyle bir durumda eksikliğin başvurucu tarafından düzeltilmesi gerekmektedir. Aksi halde mahkeme, başvurunun reddine karar verecektir.
Geçici mühletin mahkeme tarafından ilânından itibaren yedi günlük kesin süre içinde, alacaklılar dilekçeyle itiraz ederek, konkordato mühleti verilmesini gerektiren bir hâl bulunmadığını delilleriyle birlikte ileri sürerek, bu çerçevede mahkemeden konkordato talebinin reddini isteyebilmektedirler.
Geçici mühlette “geçici konkordato komiseri” atanır. Komiser, Mahkeme adına gerekli mali ve hukuki incelemeleri şirket nezdinde yaparak mahkemeye rapor sunmakla görevlidir.
Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık “kesin mühlet” verilir. Uygulamada aksi bir durum olmadıkça, geçici mühlet süresinde görevlendirilen komiserin görevine kesin mühlet döneminde de devam ettirildiği görülmektedir. Kesin mühlet süresi 1 yıl olmakla birlikte, gerekçeli başvuru ile bu süre yarı oranında uzatılabilmektedir.
3. KESİN MÜHLET VERİLMESİNİN SONUÇLARI
Mühlet içinde borçlu aleyhine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. İhtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez. Rehinli mallar hakkında takip yapılabilir ancak satış işlemi yapılamaz. Konkordato, borçlunun malvarlığının ve işletmesinin bütünlüğünü korumak suretiyle var olmasına olanak tanıdığı için satış yapılmaması doğal bir sonuçtur.
Konkordatonun koruması sadece geçmiş borçlar için söz konusu olup karar sonrası ortaya çıkan borçlar için İcra İflas Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri bütün olarak geçerlidir. Yani, karar sonrasında satış yapan bir tedarikçinin, satış bedelini tahsil edememesi durumunda haciz yoluna başvurması mümkündür.
***
Konuyla ilgili her türlü sorunuz için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz. Size yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.
Bu makalenin tüm hakları saklı olup kaynak gösterilmeksizin veya Erkan|Partners’ın yazılı izni alınmaksızın yayımlanması, kullanılması, kopyalanması, çoğaltılması veya başka bir suretle yayılması yasaktır. Aksi bir durumun tespiti halinde yasal yollara başvurulacaktır.
