LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRLERİNİN MAHKEME KARARIYLA AZLİ

Adsız tasarım

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (“TTK”) anonim şirketlere nazaran daha küçük ölçekte sermaye şirketi olarak düzenlenen limited şirketlerin yönetimi ve temsili “müdürler” tarafından icra edilmektedir. Bir limited şirketin müdürü ya da müdürleri şirket esas sözleşmesi ile belirlenebileceği gibi şirket kuruluşunun ardından genel kurul kararı ile de belirlenebilmektedir. Müdürler, kanunla veya şirket sözleşmesiyle genel kurula bırakılmamış bulunan yönetime ilişkin tüm konularda karar almaya ve bu kararları yürütmeye yetkili kişilerdir (TTK m. 623/3).

Limited şirket müdürlerinin görevleri TTK’nın 625 ve devamı maddelerinde ele alınmıştır. Bu çerçevede müdürlerin genel kurula devredilemeyecek görevleri bulunmakla birlikte, tüm görevlerini gereken bütün özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde, gözetmekle yükümlüdürler.

Müdürlerin kendi iradeleri dışında görevden alınmasında esas yetkili organ, genel kuruldur. Genel kurul, müdürleri görevden alabileceği gibi müdürlerin yönetim hakkını ve temsil yetkisini de sınırlayabilmektedir. Ancak müdürler, mahkeme kararıyla da görevden alınabilmekte ya da yönetim hakkı ve temsil yetkisi bakımından sınırlandırılabilmektedir. Nitekim TTK m. 630/2’ye göre her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir.

TTK m. 630/2’nin lafzından da anlaşılabileceği üzere genel kurul kararı dışında limited şirket müdürlerinin azlini mahkemeden isteme yetkisi limited şirket ortaklarındadır. Bir başka deyişle limited şirket müdürünün azli davasında davacı olabilme ehliyeti sadece şirket ortaklarına tanınmıştır. Bunun dışında örneğin, şirketin ortağı olmayan diğer bir müdürün böyle bir talepte bulunma hakkı söz konusu değildir. Azil davasının davalısı ise esas itibariyle azli istenen şirket müdürü ya da müdürleridir. Ancak doktrinde davanın ortaklığa karşı açılması gerektiği yönünde görüşler bulunduğunu belirtmek gerekir.[1]

Limited şirket ortakları, müdürün azlini mahkemeden talep ederken “haklı sebeplerin varlığını” ortaya koymak zorundadır. Eğer mahkeme haklı bir sebebin olmadığı kanaatine varırsa davayı reddedecektir. Haklı sebep kavramı, kendi içerisinde muğlaklık taşımakla birlikte TTK m. 630/3 hükmü haklı sebebi “yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi” olarak tanımlamıştır. Bu tanımda iki unsur dikkati çekmektedir. Birincisi eğer kanunda ya da şirket sözleşmesinde özel bir yükümlülük olmasa bile müdürün özen ve bağlılık yükümünün ihlalinin haklı sebep oluşturması ve diğeri ise müdürün yükümlülük ihlalinin “ağır” olması gerekliliğidir.

Limited şirket müdürleri, görevlerini ifa ederken gereken tüm özeni göstermelidirler. Her ne kadar kanunda özen yükümlülüğüne dair bir açıklama yapılmamış olsa da madde gerekçesinde “Özen, iş ve işlemlerde gösterilmesi gereken dikkati, ciddiyeti ve bilimselliği ifade eder. Bir karar alınmadan önce pazar araştırması, finansal durum değerlendirmesi, borçlara ve etiğe uygunluk incelemesi yapılması bilimselliğin ve modern yönetim ilkelerinin gereği olup, bu inceleme, araştırma ve değerlendirmeler özen kavramının tanımına dahildir.” ifadeleri kullanılmıştır. Buradan da kanunun limited şirket müdüründen bir nevi “basiretli” davranış sergilemesini beklediği anlaşılmaktadır. Hatta basiretli bir yönetici olarak şirketin menfaatinin kişisel menfaatlere ve başkalarının menfaatlerine feda edilmemesi, diğer menfaatlerin arkasına konulmaması istenmektedir. Gerekçe ile birlikte doktrinde de özen yükümünün temel ölçütünün dürüstlük kuralı olduğu ifade edilmiştir[2].

Bununla birlikte yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinin ihlalinin haklı sebep oluşturması için ihlalin ağır olması gerekmektedir. Ne seviyede bir ağırlığın olması gerektiği kanundan açıkça anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla doktrin ve uygulama ile müdürlerin azlini gerektiren yükümlülük ihlalinin çerçevesi oluşturulmaya çalışılmaktadır. Çamoğlu, “müdürlük sıfatının ve yetkilerinin kullanılması şirket açısından çekilmez hale gelm[esini] ve somut koşullar[ın] müdürün değiştirilmesi ihtiyacını adil gösterecek düzeye ulaşması[nı]” yeterli ağırlığı taşıyan haklı sebep olarak değerlendirirken[3], Taşdelen, “ortaklık ilişkisinin devamını objektif olarak imkansızlaştıran veya bu ilişkiyi çekilmez hale getiren durumları” haklı sebep olarak ele almaktadır[4].

TTK m. 630/3’te geçen diğer bir haklı sebep ise “şirketin iyi yönetimi için gereken yeteneğin kaybedilmesi” halidir. Bu çerçevede limited şirket müdürünün tutuklanması, askere alınması, hastalık gibi nedenlerle görevinden uzak kalacak olması, görevden azil için bir gerekçe oluşturacaktır.

Doktrin ve uygulama ile birlikte limited şirket müdürlerince, vergi beyanlarının sunulmaması ve bu sebeple vergi cezalarına maruz kalınması, ticari defter ve hesapların usule uygun tutulmaması ve bunun süreklilik arz etmesi, rekabet yasağına aykırı hareketler, sadakat borcunun ihlal edilmesi, zimmete para geçirme, hesapları düzgün tutmama, şirketin devam eden bir süre içerisinde kötü yönetilmesi, şirketin ticari itibarının sarsılması, irtikap eyleminin işlenmesi, ticari sırların ifşa edilmesi, genel kurul tarafından alınan kararlara sürekli uyulmaması, şirket kar ettiği halde uzun yıllar boyunca kar dağıtımı yapılmaması  halleri, müdürlükten azil sonucunu doğurmaktadır.

Limited şirket müdürlerinin azline ilişkin davalarla ilgili olarak ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.

[1] Örneğin bkz. Oruç Hami Şener, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku, 4. Bası, Seçkin, 2019, s. 756.

[2] Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul 2013, s. 527; Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt II, Ankara 2014, s. 2316; Murat Karan, Limited Şirket Müdürlerinin Yönetim Hakkı ve Temsil Yetkisinin Haklı Sebeplerin Varlığı Halinde Mahkeme Kararıyla Kaldırılarak Azli, BKA Law, s. 29

[3] Ersin Çamoğlu, Yürürlükteki ve Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Limited Ortaklık Müdürlerinin Değiştirilmesi, Yaklaşım Dergisi, 2011, Sayı 220.

[4] Nihat Taşdelen, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na Göre Limited Ortaklıklarda Çıkma Çıkarılma ve Fesih, Ankara, 2012, s. 180.